2022 yılında dünyada ve Türkiye’de hangi konuların (Ekonomi, tedarik zinciri, teknoloji, dijitalleşme, e-ticaret, sürdürülebilirlik ve diğer konular) gündemde olacağına dair görüşlerinizi alabilir miyiz?
2022’yi 2020’den ve içinde bulunduğumuz koşullardan ayırmak pek doğru olmaz. Öncelikle o dönemden beri yaşananlara şöyle bir bakarsak, pandemiden dolayı alışveriş merkezleri ve mağazalar kapanmak zorunda kalınca, tüketiciler ihtiyaçlarını e-ticaret yoluyla karşılamak durumunda kaldı. Eldeki bulgular 2020’de dünyada perakende satışların %2.8 oranında düştüğünü gösteriyor.
Pandemi öncesi dünya çapında perakende satışların %4.4 oranında artarak $26.624 trilyon olarak gerçekleşmesi bekleniyordu. Pandemiden dolayı %2.8 oranında bir azalma yaşanınca ticaret hacmi $23.624 trilyonda kaldı. Bununla birlikte, söz konusu tutar, 2021’de pandemi öncesi hacmi de geçerek $25 trilyon seviyesine çıkmış olacak. 2019’da $3.3 trilyon olan e-ticaret hacmi, 2021 sonunda $5 trilyon dolara ve 2025’te 7.3 trilyon dolara ulaşacak.
Türkiye’de e-ticaret hacmi 2020’de bir önceki yıla göre %66 artarak 226 milyar 220 milyon TL olarak gerçekleşti. E-ticaret hacmi 2019’da 136 milyar TL olarak gerçekleşmişti. Bu artış dünya ortalaması olan %18’in çok üzerinde. Ülkemizde e-ticaret ile uğraşan işletme sayısı 2020’de 256 bin 861’e ulaştı. Bu sayı 2019’da yaklaşık 68 bindi. E-ticaret faaliyetleri %43 ile en çok İstanbul’da gerçekleşti.
Ülkemizde e-ticaret sipariş sayısı 2019’da 1.36 milyar adetken 2020’de sipariş sayısı 2.29 milyar adete ulaştı. Toplam e-ticaret içindeki perakende payı %64 olarak gerçekleşti. E-ticaretin %91.4’ü yurt içinde gerçekleşti. %4.2’sini diğer ülkelerin ülkemizden yaptığı alışverişler, geri kalanını ise bizim yurt dışından aldıklarımız oluşturdu.
E-ticaretin genel ticaret içerisindeki payı bir önceki yıla göre %4.1 artarak %15.7’ye yükseldi.
Peki e-ticaret ile ilgili bütün bu bilgileri neden veriyoruz? Çünkü e-ticaret alışverişlerinde kullanılan en yaygın ambalaj açık farkla oluklu mukavva. E-ticarette yaşanan bu canlılık oluklu mukavva üreticilerinin ve dolayısıyla onlara %100 geri dönüşümden üretilmiş ambalaj kağıdı temin eden kağıt fabrikalarının, 2020 üçüncü çeyreğinden itibaren tam kapasite çalışmasını sağladı. E-ticarette yaşanan bu artışın kalıcı olması ve talebin sürekli artması bekleniyor. E-ticarette kullanılan oluklu mukavva değerinin dünya çapında $20 milyarı aşmış olduğu hesaplanıyor. Dünya oluklu mukavva pazar büyüklüğünün yaklaşık $200 milyarlık bir hacmi olduğu düşünülürse, hiç de azımsanacak bir tutar değil. E-ticaretin en yoğun kullanıldığı alanlar tüketici elektroniği, kitaplar, giysiler, oyuncaklar, hobi ve spor aletleri olarak ön plana çıkıyor. Bunun yanında hızla artan yemek sipariş ağı ve zincir marketlerin günlük gıda alışverişinde e-ticarete yönelmeleri, ambalaj sektörünü önümüzdeki yıllarda sürekli canlı tutacak gibi görünüyor.
E-ticarette standart bir teslimatın seyri sırasında, bir ambalaj 20 defa indirilip kaldırılarak istiflenebilmektedir. Gittikçe daha karmaşık hale gelen bir lojistik zinciri dahilinde gerçekleşen nakliye ve teslimat işlemleri için düşük maliyetli ambalaj tasarımı ve çözümlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Markalar artık raflardan tüketiciye ulaşmak yerine, evlere kendi özgün ambalajlarıyla girmektedir. Dolayısıyla marka algısının tüketici gözünde korunması ve sağlam bir yer edinmesi için ambalaj sektörünün dönüşümü zaruret taşımaktadır.
Oluklu mukavva sektöründe uzun süredir gündemde olan hafif ve dayanıklı kutu tasarımı, artık doğru ağırlık ve doğru ebat şeklinde ele alınmaktadır. Bu durum sadece tüketicinin doğru ambalaj talebini karşılamaktan çok, lojistik zincirlerinin ebata dayalı fiyatlandırma sistemine geçmesine bir cevap niteliği taşımaktadır.
2022 yılında dünyada ve Türkiye’de hangi konuların (Ekonomi, tedarik zinciri, teknoloji, dijitalleşme, e-ticaret, sürdürülebilirlik ve diğer konular) gündemde olacağına dair görüşlerinizi alabilir miyiz?
Türk kağıt sanayii, tamamı geri kazanımdan elde edilmiş kağıt kullanarak üretim yapmaktadır. 2012’de 2.5 milyon ton nominal üretim kapasitesi olan sektör, 10 yılda %100 büyüyerek 5 milyon tona ulaştı. Ülkemizde geri kazanılan dönüşebilen atıkların %70’ini oluşturan kağıdı dönüştürerek $12 milyarlık aktif büyüklüğe ulaşan sektör, her yıl yaklaşık 80 milyon adet ağacın kesilmesini önleyerek 1.5 milyon tondan fazla karbon salımının önüne geçilmesini sağlıyor. Sektörün hedefi 2030 yılına kadar 10 milyon ton üretim kapasitesini yakalamak.
Bu yıl devreye giren KİPAŞ Holding’e ait Aydın yatırımı, yıllık 720 bin ton kapasiteye sahip, 7.5 milyar TL büyüklüğünde bir yatırım. Bu tür yatırım kararları kılı kırk yararcasına en az üç-dört yıl önce alınıyor ve yapılan bir takım kısıtlayıcı düzenlemeler bütün bu yatırımların randımanlı işlemesini tehlikeye atıyor. Bunun yanında; Avusturya menşeili Prinzhorn Grubu’nun Kütahya yatırımı, Adana’da faaliyet gösteren Kıvanç Tekstil yatırımı, Halkalı Kağıt’ın kuracağı yeni kağıt fabrikası yatırımı, yine Türkiye’nin en büyük iki kağıt üreticisinden biri olan Eren Holding’e bağlı Modern Karton’un temizlik kağıdı yatırımı, sektöre yeni bir dinamizm katacak. Kağıt sektörü 2026’ya kadar 8.5 milyon ton ve 2030’a kadar 10 milyon ton üretim kapasitesini yakalayacak. Böyle dinamik bir sektörün ülke içerisinden temin edilen 3.5 milyon ton geri dönüşümlük kağıt ile üretime devam edebilmesi mümkün değil. Yeni yatırımlarla dünya ile yarışan bir Türk kağıt sektörü var karşımızda. İhracat odaklı büyüyen, üretmek için, mamul ihracatı yapabilmek için ülke içerisinden yeterince temin edemediği geri dönüşümlük kağıdı önce ithal etmeye ihtiyaç duyan dev bir sektör…
Geçmişte kağıt üretimi için gereken ham madde ihtiyacını, ülke içerisinden temin edilen geri dönüşümlük kağıt (GDK) ile kapatmak mümkündü. Adeta kabına sığmayan ve Türkiye’nin büyüme hızından daha yüksek bir hızla yatırım yapan sektörümüzün en büyük sorunu, yeterince ham madde bulamamak. Bildiğiniz gibi geri dönüşüm tesislerinin ham madde ithalatı 2020 Eylül ayında yapılan bir düzenlemeyle, fabrika kapasitesinin %50’si kadar geri dönüşümlük kağıt ithalatı yapabileceği şeklinde sınırlanmıştı. Bu durum kağıt sanayiini bir darboğaza sürüklüyor. Sektörün yeni yatırımlarla büyüyebilmesi için ham madde ithalatının tamamen serbest bırakılması gerekiyor. Geri dönüşümlük kağıdın ihracatı serbestken ithalatının sınırlı olması, malum, serbest piyasa koşullarıyla ters düşmektedir.