Türkiyede Kağıt İmalatı – Özel Dosya

27 Ağustos 2019

Türkiye’de son dönemlerde yaşanan dolar hareketliliği üzerine, neredeyse tamamı ithal edilir hale gelen “kağıt” sorunu bir kez daha gündeme geldi.

Ormanlar bakımından dünyanın zengin ülkeleri arasında sayılan ülkemizin bu zenginliğine rağmen kâğıt sektöründe sorun yaşaması son günlerin en çok tartışılan konuları arasında yer alıyor. Tartışmanın başladığı ilk günden bu yana konuyu yakından takip ederek irdeleyen İstanbul Ticaret Odası Basım Yayın Meslek Komitesi Meclis Üyesi Erhan Erken, konuyu etraflıca araştırdı. Konuyu farklı açılardan detaylıca irdeleyen Erhan Erken, araştırmasının sonuç bölümünde, “Bu yazımızda öne çıkan veriler ve gündeme getirilen çeşitli tespitler ışığında Ülkemizde milli bir kağıt politikası oluşturulması isteniyorsa bunun için öncelikle devlet, ilgili sektörler ve üniversitelerin ortak bir çalışma başlatması ve sorunların çözümü için bir eylem planının oluşturulmasının gerekli olduğu görülmektedir” tespitinin altını çizdi.

Son günlerde dövizdeki aşırı yükselme dolayısıyla özellikle yayıncılık sektöründe ciddi bir sıkıntı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ayrıca bazı gazeteler gazete kağıdındaki problemlerden dolayı yayınlarına kısmi olarak ara vermek zorunda kalmışlardır. Bu tartışmalar sırasında 1990’lı yılların ikinci yarısında  özelleştirme sürecine giren, başta İzmit’teki olmak üzere yurt sathındaki bazı fabrikaları kapanan, ancak bir kaçı özelleştirildikten sonra faaliyetine devam edebilen SEKA konusu gündeme gelmiş, özellikle gazete kağıdı ve kitap yayıncılığındaki bu daralmanın ve problemlerin ortaya çıkmasına SEKA’daki sürecin birinci derecede sebep olduğu ifade edilmiştir.
SEKA bir kaç fabrikası ile ve genelde ürettiği üçüncü hamur kağıtlar ile yayıncılık sektörüne önemli oranda hizmet vermekte olan bir fabrikamızdı. Lakin SEKA’nın ürünleri de istenen kalitede değildi ve bu yüzden de kitap üretimi sırasında çok çeşitli sıkıntılar oraya çıkmaktaydı. Üstelik üretim tesislerinin gelişen şartlara göre  kendini yenileyememesi ve fazla maliyetli bir çalışma içinde olması da ayrı bir sorundu. KİT mantığı ile çalışan bu fabrikalar eldeki verilere göre ciddi oranda zarar ediyordu. 
SEKA’nın kitap kağıdı diye tabir ettiğimiz kağıdın dışında diğer kağıt türlerinde de üretimleri bulunmaktaydı. Bugün, eskiden SEKA’nın olan bazı tesislerin özelleştirildikten sonra daha verimli bir şekilde işletilmekte olduğunu müşahede etmekteyiz. Bazı tesisler ise yukarıda da belirttiğimiz gibi tamamen devre dışı kalmış bulunmaktadırlar.
Yayıncılar için o dönemlerde tercih edilen yöntem, kitap üretiminde üretim rakamının büyük kısmının üçüncü hamur yapılması, bir bölümünün de birinci hamur olarak basılmasıydı. O günleri yaşayanlar, üçüncü hamur ile yapılan baskıların kağıt kalitesinden ne yayıncılar, ne matbaalar ne de okuyucuların memnun olmadığını hatırlayabilmektedirler.
Yine de, SEKA gibi önemli bir üretim gücünün, bilgi ve tecrübenin elden çıkması ve kağıtla ilgili bazı kalemlerde yerli selüloz üretiminin yeterli oranda yapılamaması, üzerinde dikkatlice durulması gereken bir sorundur. SEKA fabrikalarının çoğunun özelleştirmeden sonra özellikle odun hammaddesi tedarik şartları, fiyat istikrarsızlığı ve yüksek enerji giderleri gibi sebeplerle selüloz üretiminden çıkması kağıt üretimi için önemli bir eksiklik olarak önümüzde durmaktadır. Şu an Türkiye’de sadece eski bir SEKA tesisi olan Çaycuma OYKA tesislerinde selüloz üretimi yapılmaktadır. Bu sorunun hem stratejik önemi hem de fayda zarar analizlerinin beraberce yapılarak değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
TÜRKİYE’NİN AĞAÇ VE ORMAN DEĞERLERİ
Kağıt üretimi konusu gündeme geldiğinde kağıdın birebir ilişkide olduğu ağaç ve orman ürünleri konusunun da beraberce mütalaa edilmesi gerekiyor. Orman Genel Müdürlüğünün verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 22 Milyon hektar orman alanı bulunmaktadır. Bu toplam Ülke yüzölçümünün %28’i seviyesindedir. Konunun uzmanlarının ifadelerine göre bu alanın en azından 10 milyon hektarının rehabilitasyona ihtiyacı bulunmaktadır
Eurostat Orman İstatistiklerinde yer alan verilere göre Türkiye’deki orman  alanlarındaki dikili ağaç varlığının miktarı son 18 yılda yaklaşık % 50 artarak 1  milyar 600  milyon metreküp olarak tesbit edilmiş durumdadır. Yıllık artım da yaklaşık 46 milyon m3 dür. Bu artımın sadece % 50’si kadarı(20 milyon m3) istihsal edilmekte ve orman ürünleri sanayiinde kullanılabilmektedir. Fakat bunun yanında yaklaşık 10 milyon hektar orman alanının da verimli hale getirilmesi gerekmektedir ve Orman genel Müdürlüğü bunu sağlama yolunda ilerlemektedir. Çünkü Orman Genel Müdürlüğü son 18 yılda verimli orman alanlarını 8 milyon Hektardan 12 milyon hektara çıkartmayı başarmışlardır. 
Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz TORİD ve Ulusal Ağaç Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Celaleddin Akça’nın belirttiğine göre bir taraftan orman alanlarının arttırılması, diğer yandan orman servetinin ihtiyaca ve ülkenin çıkar ve tercihlerine göre yeniden planlanması çok önemli. Ormanlarda yeni yapılacak ağaçlandırma faaliyetlerinde  tercih edilecek ağaç cinslerinin de bu planlamalara bağlı olarak seçilmesi de diğer önemli bir husus. Diğer tarafta, Masif Ahşap sektörünün üretim ve kullanım alanlarının doğru planlanmaması sebebiyle zamanla geri kalması ve lif/Yonga sanayiinin gittikçe artan kapasitesi ile orman ürünleri sektöründe dengesiz bir hammadde kullanımı ortaya çıktığı görülmektedir. 
Bu bilgilerden anlaşıldığına göre ormancılık konusunda verimli alanlarımız ve servetimizde önemli artışlar söz konusu ve süreç artan bir ivme ile devam ediyor. Bu gelişmenin selüloz üretimi de dikkate alınarak yeniden planlanması gerekiyor. 
SELÜLOZ ÜRETİMİNİN ÖNEMİ
Bu konu daha kapsamlı bir analizi gerektirdiğinden burada bir virgül koyarak tekrar kağıt ile ilgili bölümümüze dönersek:
Ülkemizde kağıt sanayiinin geliştirilmesi ve mamul malda dışa bağımlılık azaltılmak isteniyorsa bununla ilgili en önemli madde olan selüloz imalatı için gerekli hammaddenin yetiştirilmesi ve temini şart. 
Türkiye’nin önemli kağıt fabrikalarından Mopak’ın sahibi Mehmet Ali Malay’ın 23 Eylül Pazar günü Hürriyet gazetesinde Vahap Munyar’a belirttiğine göre ülkemizde “endüstriyel orman plantasyonları ve ağaç tarımının’ yeniden planlanması büyük önem taşıyor.
Bu gerçeği TORİD ve Ulusal Ağaç Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Celaleddin Akça da teyit etmekte:
‘Ülkemizin dört bir yanında çam, kayın, köknar, sedir, meşe, akasya, kavak ve okaliptüs türü endüstriyel plantasyonlar kurulabilir, ağaç tarımı yapılabilir.
Selüloz ve kâğıt sanayisinde en çok kullanılan İğne yapraklı türlerden, örneğin “pinus radiata” (çam), yapraklı türlerden Kayın, kâğıt sanayi için geliştirilmiş “okaliptüs grandis” veya “okaliptüs globulus” türü ağaçlar ekilebilir ve belli bölgelerde yetiştirilebilir. Bunlarla ilgili yeni çalışmalar başlatılması çok elzem görünüyor.’
Burada verilen diğer bir bilgiye göre ‘iklimi bize benzer ülkelerde “pinus radiata” 15-20 yılda, “okaliptüs grandis” 7-8 yılda, “okaliptüs globulus” 10-12 yılda kesimlik hale gelebiliyor. 
Bu plantasyonları ve özel ağaçlandırmayı teşvik için dikimi yapılan ağaç oranında yetişmiş ormanlardan uygun oran ve şartlarda yapılacak dikili tahsislerin de etkili olacağı öngörülmektedir.
Akça’ya göre şayet selüloz imalatına uygun ağaç yetiştirilmesi yeterli oranda gerçekleştirilemese de, mamul selüloz yerine selüloz üretimine uygun ağaç (odun/yonga) ithalatı yapılabilir ve ülkemizde selüloz üretimi bu şekilde gerçekleştirilebilir. Bu sayede ilave istihdam ve katma değer sağlanır, ithalata ödenen rakamlar ciddi boyutlarda azaltılabilir. Japonya, Çin ve birçok Avrupa ülkesi buna örnektir.
Yerli üretime ve kaynak gelişimine destek olacak şekilde yurt dışında plantasyon sahaları kiralanarak ağaç yetiştiriciliği ve tedariki de incelenmeye değer bir imkândır. Başka bir kaynak da Orman zengini Rusya ve Ukrayna gibi komşu ülkelerden çok yıllık orman alanları kiralanıp tercihen kendi işçi ve ekipmanımızla işletilerek hammadde temini cihetine gidilebilir.’ Bu da değerlendirilebilecek bir alternatiftir.
Bu konuda  M. Ali Molay da bahsi geçen yazıda “  Devletin, orman ve hazine arazilerinin şahıslara ve tüzel kişilere 49, 69, 99 yıllığına kiralanabilmesinin önünün açılması gerektiğini bunun için de Anayasa tadilatı gerektiğini ‘ belirtiyor. Bu tarz bir düzenleme ile özel sektör de ormanların yönetiminde söz sahibi olabilmelidir.
Malay’a göre ‘Kâğıt üretimi için gerekli odun hammadde teminini garanti altına almayan hiçbir yerli ve yabancı yatırımcı büyük ölçekli kağıt yatırımı işine girmez. Ayrıca bugün yeni bir selüloz ve kâğıt yatırımı, kapasiteye, büyüklüğe bağlı olarak en azından 800 milyon ile 1 milyar dolarlık bir yatırım maliyetine ihtiyaç duymaktadır.’
Munyar’ın yazısında belirtildiği üzere TOBB Türkiye Kâğıt ve Kâğıt Ürünleri Sanayi Meclisi’nin toplantısında da şu tarz bir gerçek ortaya çıkmış
-‘Selüloz ve kâğıt ithalatını tümüyle frenlemek için toplam olarak en azından 2-2,5 milyar dolarlık bir yatırım gerekiyor. Bunu özel sektör kuruluşlarının tek başlarına karşılaması pek mümkün görünmüyor’. Fakat iyi değerlendirilirse Orman Ürünleri Sektörü selüloz ve kağıtta dahil edilerek ülke kalkınmasında lokomotif sektörlerden biri olma potansiyeline sahiptir.
Buraya kadar özetle belirtilen tespitlere göre öncelikle ağaç ve orman ürünlerinin gerek üretimi gerekse de bu üretimin dağılımı konusunda üst düzeyde önemli bir planlama ve koordinasyon şart. Yurt dışında bu konuda öne çıkmış ülkelerde (bunların içinde Kanada ve Finlandiya başı çekiyor) bu sahada verimli bir şekilde çalışan üst izleme, araştırma, yönlendirme ve koordinasyon birimleri mevcut. Ayrıca kâğıt sanayiinde de Devlet ve özel sektörün verimli işbirliği modelleri ortaya koyabilmeleri gerekiyor. İlave olarak Ormanların işletilmesinde özel sektörün de devreye girmesine imkân verecek anayasal değişiklikler yapılması gerekiyor
Bu genel girişten sonra kâğıt konusunda bazı bilgileri paylaşmanın gerekli olduğuna inanmaktayız:    
KAĞIT ÇEŞİTLERİ
Hayatın her safhasında çok çeşitli maksatlarla kullanılan kağıt, ağırlığına (gramajına), kullanılan hamurun cinsine, dolayısıyla yırtılma ve patlama mukavemetine ve buna benzer diğer özelliklerine göre çeşitli sınıflara ayrılabilir. Fakat genel hatları ile şu şekilde tasnif etmek mümkündür:
Yazı tabı kağıtları (1, 2 ve 3. hamur kağıtlar , ofset kâğıdı, aydınger kâğıdı vb.),
Sargılık kağıtlar,
Kraft torba veya çimento torba kağıdı ,
Temizlik kağıtları ve hijyenik kağıtlar, tuvalet kağıdı,
İnce özel kağıtlar ( sigara kağıdı vb.),
Oluklu ambalajında kullanılan kağıtlar ( fluiting, testliner, imitasyon kağıtlar ),
Kartonlar ve mukavvalar
Bir başka sınıflandırma ise:
Kültürel kağıtlar ,
Endüstriyel kağıtlar şeklinde olabilir.
TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA KAĞIT SEKTÖRÜNE MAKRO BAKIŞ
Türkiye Kağıt Sektörü ve Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi başlığı ile 2018 yılında İstanbul Ticaret Odası tarafından İstanbul Düşünce Akademisi eliyle yaptırılan ve Kalkınma Bakanlığı ve İstanbul Kalkınma Ajansının desteklediği bir araştırmada bir çok önemli tesbit yer alıyor.
Bu araştırmada Dünyada genel anlamda kağıt başlığı altındaki üretim hacminin 400 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Yine aynı araştırmaya göre Dünyada kağıt tüketiminin 400 milyon ton civarında olduğu hesaplanmaktadır. Ülkemiz kağıt tüketiminde dünya ölçeğinde 16’ncı sırada yer almaktadır.
Türkiye’de yaklaşık 6 milyon ton civarında kağıt tüketilmektedir. Kağıt Sektörünün üretim kapasitesi ise 3,8 milyon tona ulaşmış durumdadır. Türkiye’de kağıt ihtiyacını sağlamak için yurt dışına ödenen rakam yıllık 3 milyar dolar civarındadır.
Ülkemizde son verilere göre 48 adet kağıt fabrikası bulunmaktadır. 
Türkiye kağıt ve kağıt imalatında yaklaşık 2400 firma faaliyet göstermektedir.
Sektörde 100 kişi ve üzerinde çalıştıran %5’lik kısım sektör cirosunun % 67,1 ‘ ine sahiptir.
KOBİ’lerin toplam ciro içerisindeki payı giderek azalmaktadır. Sektörde küresel alanda toplulaşma yaşanmakta olup rekabet için ölçekler sürekli büyümektedir. Türkiye’de ise ölçek ekonomisine sahip az sayıda firma yer almaktadır. Sektörde teknolojik ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle giderek yatırımların daha büyük sermaye gerektirmesi nedeniyle bu eğilimin gelecek yıllarda da devam edeceği değerlendirilmektedir.
Tabii kağıt denince yukarıda saydığımız tüm çeşitler kağıt kavramının içinde değerlendirilmektedir. Üretilen kağıtlarla ilgili sadece bir fabrikamız kendi selülozunu üretebilmektedir. Diğer üretim alanlarında gerekli olan selüloz ise tamamıyla yurt dışından ithal edilmektedir. M. Ali Malay’ın verdiği rakama göre yılda yaklaşık 1,5 milyon ton selüloz ithal edilmektedir 
Karton ve oluklu mukavvanın imalatında girdi olarak önemli yer tutan atık kağıtta geri kazanım oranı gelişmiş ülkelerde % 70-75 iken Türkiye’de bu oran yaklaşık % 40-45 seviyelerindedir. 
Üretim maliyetlerinin yaklaşık % 25’ini oluşturan enerji maliyetleri Türkiye’de yüksektir. Emek maliyetlerinde de Asya ülkelerine göre yüksek, gelişmiş ülkelere göre daha düşük kalmaktadır. Pazarlama halkasında dünya devi olan büyük firmalar ile rekabet edebilirliği göreli olarak daha zayıf durumdadır. Ancak bu noktada yurtiçi pazarın avantajları kullanılabilir. Bölgedeki coğrafi ve tarihsel konumu bu konuda olumlu bir durumdur.
KARTON VE OLUKLU MUKAVVA
Kağıt üretiminde en yüksek paya sahip olan oluklu mukavva imalatında yabancı firmalar satın alma veya ortaklık yoluyla sektöre girmiş bulunuyorlar. 
Oluklu mukavva imalatının yaklaşık %95’i iç pazara satılmakta olan sektör, teknoloji ve kalite açısından Avrupa standartlarını yakalamıştır. 2023 yılında 4 milyon ton üretime ulaşacağı tahmin edilen oluklu mukavva üretimi Türkiye kağıt endüstrisinin yıldızı ve en parlak segmentidir.
Türkiye’de oluklu mukavva tüm üretim kapasitesinin yaklaşık yarısı ile en yüksek üretim kapasitesine sahiptir. İkinci geniş kapasiteye %18,3 payı ile karton ürünleri sahiptir. Üçüncü sıra da % 16,6 payı ile temizlik kağıtları grubu yer almaktadır.
Oluklu mukavva sektörün en fazla tüketilen ürünüdür. 2013 yılında Türkiye ‘de 2,3 milyon ton oluklu mukavva tüketilmiştir. 
DİĞER KAĞIT TÜRLERİ
Yazı ve baskı kağıt ve kartonları toplam tüketimden sırasıyla %21 ve % 18 oranında pay almıştır. Temizlik kağıtları tüketimi 2007-2013 arasında yıllık bazda % 9,3 oranında artmış ve 402 bin tona ulaşmıştır. 
Gazete ve kraft torba kağıdı pazarı ise son yıllarda daralmaktadır.
Türkiye kağıt-karton sektöründe kağıt-karton ambalaj ürünleri, oluklu mukavva ve ev ve temizlik kağıtları üretiminde rekabetçiliğe sahiptir. 
Ülkemizde yazı ve baskı kağıtları üretimi yetersiz kalmaktadır. İthalatı en çok yapılan ürünlerin başında yazı ve baskı kağıdı gelmektedir. Kültür yayınlarında kullanılan kağıtların da neredeyse tamamı yurt dışından ithal edilmektedir.
Gazete kağıdında Türkiye bugünkü şartalar içerisinde tamamen dışa bağımlıdır. 
Temizlik kağıtları dışında tüm kağıt çeşitlerinde yurtiçi üretim iç talebi karşılamada yetersizdir. 
.
Bu bilgiler çerçevesinde bakıldığında son günlerde artan döviz fiyatlarının sektörü neden ciddi bir şekilde etkilediği daha iyi anlaşılabilmektedir.. 
Eğitim, kültür ve gazete yayıncılığı alanlarında ise yurt içi üretim çok yetersiz olduğundan ve dışa bağımlılık daha yoğun olduğundan kamu oyunda hissedilen etkinin derecesi de daha yoğun olmuştur.
Türkiye’de kişi başı kağıt tüketimi 75 kg/yıl olup dünya ortalaması olan 57kg’dan
yüksek, gelişmiş ülkelerin ortalamasının çok altındadır. Bu nedenle ekonomik gelişmeyle birlikte kağıt tüketimi artacaktır. Üretim kapasitesi arttırılmazsa mevcut kağıt üretim açığının ve bunun sonucu olarak ithalatın da artacağına kesin gözüyle bakılmaktadır
TÜRKİYE’DEKİ BAZI KAĞIT – KARTON TESİSLERİ VE KAPASİTELERİ
Türkiye’de 48 adet olarak belirtilen kağıt fabrikaları içinde ilk etapta akla gelenleri şu şekilde sıralamak mümkündür.
( Burada sıralanan fabrikalar daha çok birinci hamur ve oluklu mukavva üretiminde kullanılan kağıtları üreten fabrikalardır. Diğer kağıt ürünleri bu listeye dahil edilmemiştir.)
1/ Alkim 80000 ton/ yıl Birinci hamur kağıt
2/ Kombassan kağıt yaklaşık 30000 ton/ yıl birinci hamur, genelde fotokopi kağıdı üretiyor, defter üretimi de mevcut
3/ Toprak kağıt; 40000 ton/ yıl üretim kapasitesi olan birinci hamur üreten fabrika; iflas sürecinde
4/ Albayrak VARAKA ( eski Seka Balıkesir ) Yıllık 200,000 ton gazete kağıdı, 150 bin ton beyaz testliner ve 350,000 ton kuşe karton üretmesi planlanıyor 
5/ VE GE kağıt  Birinci hamur 70,000 ton/ yıl
6/ Mopak Kemalpaşa fabrikası
Yılda 40.000 ton sıvamasız 1. hamur kağıt üretim kapasitesi
Yılda 100.000 tonun üstünde kağıt işleme kapasitesi (fotokopi kağıdı, okul defteri, bilgisayar süreli formu vb ürünler) 
7/ Mopak Dalaman fabrikası
Yılda 140.000 ton oluklu mukavva kağıdı üretim kapasitesi
Yılda 40.000 ton kuşeli kağıt üretim kapasitesi
Yılda 140.000 kuşeli karton üretim kapasitesi
Atık kağıt üretim üniteleri: Deinking ve OCC 
8/ Mopak Taşköprü
Yılda 7.500 ton selüloz üretimi
Yılda 25.000 ton sigara ve filter uç kağıdı üretimi 
9/ Kartonsan 250000 ton/ yıl kuşa kaplı kromo karton
10/ Muratlı Karton ( eski Kombassan) 90000 ton/ yıl kuşeli kromo karton üretim kapasitesi
11/ Modern Karton 1,250,000 ton/ yıl oluklu mukavva kağıtları: fluiting, testliner, modkraft, imitasyon
12/ Halkalı 40000 ton/ yıl; fluiting, testliner, mukavva
13/ Mondi Tire Kutsan; 130,000 ton/ yıl; testliner, kraft liner, imitasyon kraft
14/ OYKA  Kağıt ( eski SEKA Çaycuma) 100000 ton/ yıl kraft kağıt 220 milyon adet / yıl kağıt torba.  (Ayrıca kendi bünyesinde selüloz üretimi de bulunmakta )
15/ Kipaş/ Kahraman Maraş   425,000 Ton/ yıl Ürünler: Testliner, fluiting
16/ Kahramanmaraş Kağıt Sanayii  Oluklu mukavva kağıtlar 150,000 Ton/ yıl
Gazete kağıdı  90,000 Ton/ yıl
Bu liste ile alakalı şunu da ilave etmek gerekir ki yukarıda belirtilen üretim rakamları fabrikaların kurulu kapasitelerine göre belirtilen rakamlardır. Rakamlar fabrikaların kendi web sitelerinden veya kamuoyuna yansıyan rakamlarından alınmıştır. Bu fabrikaların bazıları üretimde yazılı olan rakamları sağlamakla birlikte bir kısmı kurulu kapasitelerinde belirtilen üretimi yapmaktan uzaktır. Ayrıca Toprak Kağıt finansal nedenlerden ötürü üretim dışı bir haldedir. Albayrak Varaka fabrikası da henüz üretime geçememiştir.
KAĞIT SEKTÖRÜNÜN REKABET KAPASİTESİ NASIL ARTIRILABİLİR
1. Dünyadaki kağıt üreticilerinin ve Türkiye’nin kağıt imalatı, kağıt çeşitlerine göre mukayeseli olarak incelenerek ve irdelenerek Türkiye’nin çeşitli kağıt gruplarına göre kağıt imalatındaki durumu belirlenmelidir,
2. Ortaya çıkacak durum  çerçevesinde rekabetçi olunabilecek kağıt çeşitlerinin belirlenmesi gerekmektedir,
3. Kağıt çeşitlerine göre politika farklılaştırmasını da içeren Kağıt Sektör Politikası devlet, sektör temsilcileri ve üniversite işbirliği ile oluşturulmalıdır,
4. Sektör politikasına göre desteklenmesi kararlaştırılan yatırımlar için başta finansman kolaylığı ve avantajları olmak üzere gerekli destek ve teşvikler sektörel bazda belirlenerek sağlanmalıdır,
5. Üretim proseslerindeki benzerliğe ve bazı farklılıklara rağmen kağıt çeşitlerinin dünyadaki arz ve talebi, rekabet koşulları ve gelişme potansiyelleri ayrıdır. Bu nedenle ayrı ayrı ele alınmaları, toptancı yaklaşımdan kaçınılması gereklidir,
(Kağıt sektörü yekpare bir tarzda düşünüldüğünden ve detayları hususunda yeterli bir bilgilenme bulunmadığından dolayı bu konuda kamuoyunda yapılan tartışmalar da tabiidir ki toptancı bir tarzda oluşmaktadır. Bu hatanın ortadan kalkması için konu üzerinde daha detaylı bilgilendirilmelerin yapılması önem arzetmektedir,)
6. Sektör politikası çerçevesinde desteklenecek üretim çeşitleri için başta hammadde ve girdi politikaları, teknoloji politikaları, enerji politikası, insan gücü planlanması ve yetiştirilmesi gibi tüm alt politikalar belirlenmeli ve uygulanmalıdır
7. Türkiye’nin önemli bir rekabet gücü kazandığı temizlik kağıtları ve oluklu ve karton kutu kategorisinde rekabet gücünün sürdürülebilirliği için konunun kısa vadede aciliyetle irdelenmesi ve incelenmesi hiper rekabetin olduğu günümüzde büyük önem taşımaktadır,
8. KOBİ’lerin mevcut yatırımları ülke için bir milli değerdir. Sektörde büyük firmaların yaratacağı yoğunlaşma ve temerküzün artması, teknolojik gelişmeler ve büyük yatırım gerekliliği nedeniyle rekabet şansları azalıp yok olma tehdidi ile karşı karşıyadırlar. KOBİ’lerin rekabet edip yaşayabilmesi için desteklenmesi ve bu konuda bir politika oluşturulması, gerektiği değerlendirilmektedir.
9. Sektörün ana hammaddesi olan selüloz/kağıt hamuru konusunda Türkiye tamamen dışa bağımlı bir haldedir. Bu durum rekabeti engelleyen bir keyfiyettir. Öncelikle selüloz/kağıt hamurunun ülkemizde imalatı konusunda ülkenin genel ağaç ve orman ürünleri politikalarında gerekli düzenlemeler ve gelişmelerin sağlanması gerekmektedir,
10. Yaklaşık 3 milyar dolarlık ithalat satıcı pazarlar açısından da önemli bir değer olup tedarik imkanları örgütlü olarak ele alınarak var olan veya oluşturulacak birlikler vasıtası ile alım planları ve tedarik şartları kaliteden fiyata ve ödeme şartlarına kadar planlanarak daha uygun fiyatlara daha kaliteli ve düzenli alımlar gerçekleştirilmelidir,
11. Enerji fiyatlarının yüksekliği ve yatırım finansman maliyetleri önemli iki diğer sorundur.
Bu sorunların milli bir kağıt politikası çerçevesinde yukarıda belirtilen analizler çerçevesinde değerlendirilmesi ve gerekli politika ve uygulama önerilerinin geliştirilmesi önerilmektedir.
SONUÇ OLARAK
Kağıt dediğimizde tek bir üründen bahsetmek mümkün değildir. Kitap ve gazete gibi eğitim ve kültür sahalarında kullanılan kağıt çeşitlerinden, endüstrinin farklı alanlarında ve hayatın birçok cephesinde kullanılan çeşitli nitelikteki kağıt, karton ve ondula grupları kağıt başlığı altında değerlendirilmektedir. 
Döviz fiyatlarının son dönemlerde aşırı yükselmesiyle özellikle yayıncılık alanında maliyetlerin çok artması, kamu oyunda kağıt konusunu ciddi bir oranda öne çıkarmıştır. Bu tartışmalar sırasında bazı önemli kağıt kalemlerinin yurt içinde üretilemiyor oluşunun ortaya çıkması üzerine de bu tartışma çeşitli cepheleriyle daha fazla ilgi uyandırmaya başlamıştır.
Bu yazımızda öne çıkan veriler ve gündeme getirilen çeşitli tesbitler ışığında Ülkemizde milli bir kağıt politikası oluşturulması isteniyorsa bunun için öncelikle devlet, ilgili sektörler ve üniversitelerin ortak bir çalışma başlatması ve sorunların çözümü için bir eylem planının oluşturulmasının gerekli olduğu görülmektedir. 
Bir diğer önemli tesbit de şudur ki; Kağıt üretimi ile ilgili çalışmalar öncelikle ülkenin genel ağaç ve orman ürünleri politikaları ile sıkı sıkıya bağımlıdır.
Aynı zamanda, Türkiye’de orman ve ağaç yetiştirme politikalarının önemi burada kağıt başlığı altında vurgulanmakla birlikte esasında daha genel bir çerçevede de ele alınmalıdır. Ayrıca yapılan araştırmalar ve sektördeki uzmanların görüşlerine göre ağaç ve orman ürünleri alanında ( kağıt da dahil olma üzere ) politikaların ve uygulamaların takibi için bir üst izleme, araştırma, yönlendirme ve koordinasyon yapısının oluşturulması elzem görülmektedir.
Çünkü ağaç yaşayan, yenilenebilir, sürdürülebilir, doğal bir değerdir. Ayrıca ülkenin kayda değer en önemli  yer üstü zenginliğidir. Hem ülkenin nefes almasına, su kaynaklarına ve çevre sağlığına önemli katkılar sağlar, hem barınma ve günlük hayatta kullanım açısından çok sıhhatli, çevre dostu bir çok malzeme ve hizmet sunma özelliğine sahiptir. Hem de ağaca ve ormana bağlı çok önemli sanayi üretimleri oluşturulmasına imkan sağladığından bu konunun bahse konu başlıkları da kapsar tarzda bütüncül bir bakışla değerlendirmesinin önemi inkar edilemez.
Ayrıca atık kağıt konusu da kağıt üretiminde üzerinde hassasiyetle durulacak diğer önemli bir konudur.
Milli bir kağıt sanayii kurulabilmesi için ciddi bir sermaye gerekmektedir. Bu sebepten Devletin, gerek teşvikleri gerekse de üst düzeyde yönlendirmesi ile bu konuya birinci elden dahil olması da diğer önemli gereklerden birisidir.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Bu yazının hazırlanmasında Türkiye Kağıt Sektörü ve Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi Araştırması, Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Raporu, Eurostat Orman İstatistiklaeri 2015 verileri, Hürriyet Gazetesinde 23 Eylül tarihli nüshasında yer alan Vahap Munyar’ın yazısı ve o yazıdaki Mehmet Ali Malay’ın görüşleri, TORİD (Türkiye Orman Ürünleri Sanayicileri ve İşadamları Derneği) ve Ulasal Ahşap Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Sekreteri Celaleddin Akça’nın değerlendirilmeleri ve zikri geçen Kağıt ve karton fabrikalarının web sitelerinden yararlanılmıştır. Katkıları için çok teşekkür ediyorum.
*İstanbul Ticaret Odası Basım Yayın Meslek Komitesi Meclis Üyesi
Kaynak: Dünya Bülteni 

AGED Başkanı Mahmut Ciğer, Bloomberg HT’ye konuk oldu